PKK’nın 12. Kongresi’nde tarihi dönemeç: Silahlı mücadele sona eriyor
PKK, kuruluşundan bu yana en kritik dönüm noktalarından birine adım attı. tv100 ekranlarında konuşan Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek, PKK’nın 12. Kongresi’nde alınan kararları kamuoyuna ilk kez duyurdu. Çiçek’in ulaştığı bilgilere göre örgüt, silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldı ve bundan sonraki süreci siyasi mücadele zemininde sürdürmeyi planlıyor.
Nevzat Çiçek’e göre bu kongre, yalnızca bir ideolojik değişimi değil, aynı zamanda sahadaki fiili varlığın da sona erdirilmesini öngören kararları içeriyor. Kongrede alınan kararlar, örgütün tarihinde bir “kapanış süreci” olarak yorumlanıyor.
PKK’nın 12. Kongresi’nde alınan dört temel karar açıklandı
Kongrede alınan kararlar, örgütün askeri yapısını ve sahadaki varlığını ilgilendiren nitelikte. Çiçek’in aktardığına göre, PKK’nın 12. Kongresi’nde alınan dört ana karar şöyle:
PKK’nın Türk devletine karşı yürüttüğü siyasi ve askeri çatışma durdurulacak. Örgüt, bundan böyle yalnızca siyasi ve yasal mücadele yöntemlerine başvuracak.
PKK’nın kendini feshetmesiyle birlikte tüm örgütsel faaliyetler sona erecek.
Fesih kararının ilanıyla birlikte PKK adına Irak, İran, Suriye ve Türkiye’de hiçbir siyasi ya da askeri faaliyet yürütülmeyecek.
Silahlı mücadelenin sonlandırılması sürecini PKK Başkanlık Konseyi yönetecek. Türkiye’den katılım sağlayan unsurların silahlarının teslim edilmesi için ortak bir komite kurulacak.
Bu kararlar, örgütün yalnızca taktik değil, stratejik bir dönüşüm içerisinde olduğunun güçlü bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Türkiye garantör oldu: Kongrenin güvenliğini kim sağladı?
Nevzat Çiçek’in edindiği kulis bilgilerine göre, PKK’nın 12. Kongresi olağanüstü güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. İlginç bir şekilde, kongrenin güvenliğini sağlama görevini Türkiye üstlendi.
PKK, bu süreçte Türkiye’nin garantörlüğünü kabul ederken, en büyük çekincesini ise İran’a karşı yaşadı. Çiçek’in aktardığına göre, kongrenin yeri ve zamanı Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne bile bildirilmedi. Bu durum, İran’a yönelik bilgi sızma endişesinin büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Ayrıca kongrenin, Türk devletinin bilgisi dahilinde organize edildiği ve bu bilgi paylaşımının bazı arabulucu güçler aracılığıyla yapıldığı bildirildi. Bu gelişme, Türkiye ile PKK arasında arka planda süren müzakerelerin daha derin bir boyuta ulaştığını düşündürüyor.
Öcalan sürecin neresinde? Kongre kararları liderliğe ulaştı mı?
Bir diğer önemli gündem ise Abdullah Öcalan’ın kongrede alınan kararlardaki rolü. Nevzat Çiçek’in güvenilir kaynaklara dayandırdığı bilgilere göre, Öcalan kongre öncesi PKK yönetimi ile görüştü ve Türkiye ile yürütülen müzakerelerin içeriğine dair detaylar paylaştı.
Öcalan’ın ayrıca kongreye video ile katıldığı, belgelerin kendisine gönderilmesinin ise yalnızca prosedürel bir işlem olduğu belirtildi. PKK yöneticilerinin, alınan kararların tüm sorumluluğunu Öcalan’a yüklemeye çalıştığı da kulislerde konuşulan başlıklar arasında.
Tüzük gereği, Öcalan’ın kongre kararlarını lider olarak onaylaması bekleniyor. Bu durum, kararların resmiyet kazanması için sembolik ama önemli bir adım olarak görülüyor.
PKK-Türkiye-Öcalan hattında yürütülen sürecin yalnızca %10’u kamuoyuna yansıdı
Nevzat Çiçek’in aktardığına göre, kamuoyuna açıklananlar yalnızca buzdağının görünen kısmı. PKK kaynakları, Öcalan, Kandil ve Türkiye hattında yürütülen görüşmelerin ve karar süreçlerinin sadece yüzde 10’luk bir bölümünün kamuoyuna yansıdığını belirtiyor.
Öcalan’ın, özellikle silahların nasıl teslim edileceği, örgüt mensuplarının sivil hayata nasıl entegre edileceği gibi detayları Türkiye ile müzakere ettiği ifade ediliyor. Bu süreç, çok daha kapsamlı bir yeniden yapılanmanın ve çözüm zeminli bir geçişin işareti olabilir.