2025 Cannes Film Festivali bugün sona eriyor. Bu yıl yüzlerce yapımın prömiyer yaptığı festivalde öne çıkan ve önümüzdeki yıl boyunca sıkça konuşulması beklenen ve BBC'nin derlediği 12 film.
1. Die, My Love
Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson’ın başrollerini paylaştığı, Lynne Ramsay imzalı bu psikolojik drama, Cannes'ın en çok beklenen yapımlarındandı. Mubi tarafından 24 milyon dolara satın alınan film, kırsala taşınan ve bebek sahibi olduktan sonra ilişkisi çözülen bir çifti konu alıyor. Ramsay, filmin sadece doğum sonrası psikozla ilgili okunmasına karşı çıkarak, "Bu bir ilişkinin çöküşü, sevginin, cinselliğin kaybı ve yaratıcı tıkanıklık hakkında," dedi. Jennifer Lawrence’ın performansı eleştirmenlerden büyük övgü aldı.
2. Sound of Falling
Mascha Schilinski’nin ikinci uzun metrajlı filmi, Almanya kırsalındaki bir çiftlikte geçen ve dört farklı zaman diliminde ilerleyen, etkileyici bir aile draması. Zamanlar arasında geçişler yapan bu film, bir romandan farksız bir yapıya sahip. Deadline yazarı Damon Wise, filmi “sinemayı aşan, dokunaklı ve rahatsız edici bir başyapıt” olarak tanımlıyor.
3. Pillion
Alexander Skarsgård ve Harry Melling’in başrollerinde olduğu bu İngiliz yapımı, eşcinsel BDSM ilişkisini konu alıyor. Başta sıra dışı bir komedi gibi görünse de ilerleyen sahnelerde karanlık ve çarpıcı bir dramaya dönüşüyor. Özellikle Colin’in annesiyle yaşanan yüzleşme sahnesi unutulmaz anlar arasında.
4. Eddington
Ari Aster'in yönettiği bu kara komedi, Joaquin Phoenix’i küçük kasaba şerifi rolünde karşımıza çıkarıyor. Film, 2020'de Covid-19 ve Black Lives Matter protestoları gibi siyasi kırılma anlarına eleştirel bir bakış sunuyor. The Independent yazarı Sophie Monks Kaufman’a göre bu, Aster’ın şimdiye kadar yaptığı “en komik film”.
5. The Secret Agent
Kleber Mendonça Filho’nun Brezilya diktatörlüğü döneminde geçen ve Palme d'Or’un güçlü adaylarından biri olan bu filmi, 2 saat 40 dakikalık süresine rağmen finale doğru tempo kazanıyor. Başroldeki Wagner Moura’nın performansı ise ödüllere göz kırpıyor.
6. Sentimental Value
Renate Reinsve ve Stellan Skarsgård’ın başrollerinde yer aldığı Joachim Trier imzalı film, Oslo'da geçen bir baba-kız ilişkisini konu alıyor. Skarsgård, uzun süredir film çekmeyen bir yönetmeni canlandırırken, Reinsve ünlü bir oyuncu olarak karşımıza çıkıyor. Screen International eleştirmenlerine göre, film aile içi sessiz çatışmaları büyük bir hassasiyetle ele alıyor.
7. Sirat
İspanyol yönetmen Oliver Laxe’in çılgın ve sıradışı yapımı, Fas çölünde bir rave partisinde başlıyor ve sürprizlerle dolu bir yol filmine dönüşüyor. Varoluşsal bir dramaya evrilen bu film, hem görsel hem de işitsel açıdan yılın en çarpıcı yapımlarından biri.
8. The Chronology of Water
Kristen Stewart’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ilk film, Lidia Yuknavitch’in anı kitabından uyarlandı. Zorlayıcı ve parçalı yapısıyla dikkat çeken film, kadınlık, travma ve sanatla iyileşme temalarını işliyor. Rolling Stone yazarı David Fear’a göre bu yapım “radikal, sarsıcı ve dürüstlüğüyle agresif”.
9. Urchin
Oyuncu Harris Dickinson’ın yönetmenlikteki ilk denemesi, evsiz bir bağımlının hikayesini işliyor. Film, karakterini sevdirmeye çalışmıyor ve üst sınıf bir gencin neden sokakta yaşadığını açıklamıyor. The Hollywood Reporter yazarı David Rooney, filmi “özgün, gözlem gücü yüksek” olarak tanımlıyor.
10. My Father's Shadow
Nijerya sinemasının Cannes’daki ilk resmi seçkisi olan bu film, 1990’lar Lagos’unda geçen dokunaklı bir baba-oğul hikayesi sunuyor. Demokratik seçim günü yaşananlar, geçmişle bugünü harmanlayarak aktarılıyor. The Telegraph yazarı Tim Robey, bu filmi “tek bir günde geçen hayat dolu bir şiir” olarak nitelendiriyor.
11. Nouvelle Vague
Richard Linklater’ın Jean-Luc Godard’a saygı duruşu niteliğindeki bu yapımı, 1960 tarihli Breathless filminin perde arkasını konu alıyor. Hem Fransız Yeni Dalga akımına hem de Cannes'a özgü esprilere yer veren film, teknik açıdan da oldukça rafine.
12. It Was Just an Accident
İranlı yönetmen Jafar Panahi, Cannes’a katılım yasağı kaldırıldıktan sonra yeni filmiyle geri döndü. Politik bir kara komedi olan film, geçmişte işkence gördüklerini düşünen bir grubun intikam alma hikayesini anlatıyor. The Guardian yazarı Peter Bradshaw, filmi “hem ciddi hem de komik, son derece etkileyici” buluyor.
Not: Bu içerik, BBC Culture'da yayınlanan “Sirat to Eddington and Sentimental Value: The 12 Cannes films you need to know about” başlıklı makaleden derlenmiştir.
Kaynak: BBC Culture