Türk edebiyatının öncü kalemlerinden biri olan Pınar Kür, 82 yaşında hayata veda etti.
Kadın hakları, bireysel özgürlükler ve toplumsal tabulara cesurca değinen romanlarıyla hafızalara kazınan Kür’ün ölümü, edebiyat ve kültür dünyasında büyük bir boşluk yarattı.
1976’da yayımlanan ilk romanı “Yarın Yarın”, onun güçlü kalemini ilk kez geniş kitlelere tanıttı. Ancak asıl yankı uyandıran eseri, 1979’da yayımlanan ve döneminin sınırlarını zorlayan “Asılacak Kadın” oldu. Bu eser, bir yandan edebi bir cesaret örneği olarak alkışlanırken, bir yandan da sansür tartışmalarının merkezine oturdu.
Ailesinden Gelen Kalem Gücü
Pınar Kür, 15 Nisan 1943’te Bursa’da doğdu. Annesi yazar ve öğretmen İsmet Kür, teyzesi ise şair Halide Nusret Zorlutuna idi. Bu güçlü kadınlar kuşağından gelen Kür, erken yaşlarda edebiyata yöneldi. Robert Kolej’den mezun olduktan sonra, ABD ve Fransa’da edebiyat eğitimi aldı. Sorbonne Üniversitesi’nde tamamladığı doktorası, onun tiyatro ve edebiyata akademik derinlikle yaklaşmasını sağladı.
Yazarlık, Akademi ve Çeviri: Üç Sütunlu Bir Hayat
Pınar Kür sadece roman yazmadı. Dost, Milliyet Sanat, Cumhuriyet gibi önemli dergilerde öyküler yayımladı. İstanbul Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yaptı. Jean-Paul Sartre, Simone de Beauvoir gibi isimleri Türkçeye kazandırarak, çevirmen kimliğiyle de edebiyatın farklı alanlarında iz bıraktı.
“Akışı Olmayan Sular”la Sait Faik Armağanı’nı Kazandı
1983’te yayımlanan öykü kitabı “Akışı Olmayan Sular”, Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görüldü. “Bir Cinayet Romanı”, “Bitmeyen Aşk”, “Sonuncu Sonbahar” gibi eserlerinde polisiye ile toplumsal eleştiriyi başarıyla birleştirdi.
Sağlık Sorunları Sonrası Hayata Gözlerini Yumdu
Pınar Kür'ün bir süredir sağlık sorunları yaşadığı, hastanede tedavi gördüğü öğrenildi. Vefat haberi, yazar ve sunucu Yekta Kopan tarafından kamuoyuna duyuruldu. Kopan, “Edebiyatımızın büyük kaybı… Başımız sağ olsun” diyerek yazarın ailesine ve sevenlerine başsağlığı diledi.
Geride Bıraktığı Miras
Pınar Kür’ün edebi arşivi, Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı tarafından muhafaza ediliyor. 2013’te “Ankara Öykü Günleri”nde onur ödülü alan Kür, sadece yazdıklarıyla değil, duruşuyla da Türkiye’nin en özgün yazarlarından biri olarak anılacak.