Usta oyuncu Mehmet Ali Tuncer, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Tiyatrodan diziye uzanan 40 yıllık emek dolu yolculuğu son buldu.
Mehmet Ali Tuncer Kalp Krizi Nedeniyle Hayatını Kaybetti
Tiyatro sahnesinden televizyon ekranlarına, pek çok yapımda iz bırakan oyuncu Mehmet Ali Tuncer, 57 yaşında hayata veda etti. Bir süredir kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören Tuncer’in, bugün geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiği açıklandı.
Vefat haberi sanat camiasında büyük üzüntü yaratırken, rol arkadaşı Ahmet Yenilmez, Tuncer’i şu sözlerle andı:
“Bazı bilinmeyen ama çok kıymetli insanlar vardır. Tuncer de onlardandı. Saf, duru bir Anadolu münevveriydi. Allah rahmet eylesin.”
40 Yıla Yakın Sanat Hayatı: Tiyatroyla Başladı, Ekranlarda Sevgili Oldu
Mehmet Ali Tuncer, 1968 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Daha ilkokul çağlarında tiyatroya duyduğu ilgiyle sahnelerin yolunu tuttu. Sanat hayatına 1985 yılında; Ulvi Alacakaptan, Hasan Nail Canat, Hüseyin Goncagül ve İbrahim Sadri ile birlikte adım attı.
Tuncer, sadece oyunculuğuyla değil; sanat anlayışı, disiplini ve mütevazı duruşuyla da çevresinde sevilen bir isimdi. Anadolu kültürünü sahneye taşıyan oyunlarda görev alarak geleneksel Türk tiyatrosuna katkıda bulundu.
Yer aldığı bazı tiyatro yapımları:
Sanat Manat’a Karşı
Efendi Hayrettin Süperstar
Ekranlara Damga Vurdu: Yunus Emre’den Deli Yürek’e
Televizyon dünyasında da unutulmaz karakterlere hayat verdi. TRT 1 ekranlarında yayınlanan “Aşkın Yolculuğu Yunus Emre” dizisinde Boluluzade Ali Taygu karakteriyle tanındı.
Yer aldığı bazı diziler:
Deli Yürek
Böylemi Olacaktı
The İmam
Konstantin’in Şifreleri
Dur Yolcu
Aşkımızda Ölüm Var
Çarli İş Başında
Bu projelerde gösterdiği performans, ekran başındaki izleyicilerde kalıcı bir etki bırakmıştı.
Sanat Dünyasında Sessiz Ama Güçlü Bir İsimdi
Ahmet Yenilmez’in ifadesiyle Tuncer, sahnenin görünmeyen kahramanlarından biriydi. Şöhret peşinde koşmayan, ama sanatına ve değerlerine sadık kalan bir Anadolu çocuğuydu. Beykoz’a duyduğu sevgi, İstanbul’un kenarından gelen bir ustanın, kalbine en çok yakıştırdığı yerdir belki de…
Sanat çevresinde “sessiz omurga” olarak bilinen ve bilinen yüzlerin arkasındaki görünmeyen güçlerden biri olan Tuncer’in ardından tiyatro camiası büyük bir boşluk hissediyor.